Söke’de gözlerini açıp İktisat Sosyolojisine ve Türk Milliyetçiliğine akademik ivme kazandıran Merhum Prof. Dr. Mehmet Eröz vefatının 37. Yılında Türk Dünyası Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Aydın Şubesinde bir kere daha anıldı. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema Anabilim Dalı Başkanı, Adnan Menderes Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü, ADVAK Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Turan Akkoyun’un Moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte açılış konuşması Dernek Genel Başkanı Halit Kanak tarafından yapıldı. Derneğin faaliyeti, çalışma alanları üzerinde durup “Türk Dünyası açısından Mehmet Eröz gibi bir büyüğümüzün anmasına katkı sağlamak bizim önemli olduğu kadar vazgeçilemez bir görevdir” dedi.
İYİ Parti Aydın İl, Efeler İlçe ve Kadın Kolları yönetimi, Türk Ocağı, STK’lar, Söke, Kuşadası, Didim, Köşk, İncirliova, Çine, Nazilli’den vatandaşların ilgi gösterdiği toplantıda; Merhum Eröz’ün yeğeni İktisatçı Gulnur Er aile hatıralarının, dayısının ilk, orta ve lise tahsili yanında ocakbaşı sohbetlerinde gönlünü tutuşturan garibanların yaşamlarından, Milli Mücadele hikayelerinden, düşünce kırıntılarından milli düşünce yumağı ve koru oluşturmasını bilimsel kriterle mümkün kıldığını ifade etti. Ömrünce Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü hiçbir zaman ihmal etmediğini belirtti. Sökeli, Aydınlı ve Yörük olmaktan hep gurur duyup durmadan çalışmasını “ben ölsem de eserlerim yaşayacak” düşüncesiyle sürekli çalıştığını vurguladı. Yegen Er’in konuşması dinleyicilerin birçok hususu gözlerinin önüne getirdi. Türk Sanat Müziğine verdiği önemde dinleyicilerin ilgisinden kaçmadı.
Müzisyen Seval Yıldız da “Mehmet Eröz ve Yörük Müziği” başlıklı konuşmasında “Yörük kültürü, geleneksel kıyafetler, el sanatları ve müzik gibi birçok unsuru da içerir. Yörüklerin geleneksel kıyafetleri, genellikle dayanıklı ve rahat olacak şekilde tasarlanmıştır. El sanatları alanında, kilim dokumacılığı, halıcılık ve el işlemeciliği gibi becerileriyle ünlüdürler. Ayrıca Yörükler, saz, bağlama gibi enstrümanlarla birlikte geleneksel müziklerini de yaşatmaktadır. Yörük müziği, Türk müziği içerisinde önemli bir yere sahip olan geleneksel bir müzik türüdür. Yörüklerin göçebe yaşam tarzı ve kültürel zenginlikleri, müziklerine de yansımıştır. Bu müzik türü, Türk halk müziği geleneğinin bir parçası olarak kabul edilir ve genellikle saz, bağlama gibi telli çalgılarla icra edilir. Yörük müziği, doğanın ve göçebe yaşamın etkilerini taşır. Genellikle doğa, aşk, ayrılık, özlem gibi temaları işler ve duygusal bir içeriğe sahiptir. Müziklerde kullanılan sözler genellikle Türk halk şiiri geleneğine dayanır. Ayrıca Yörük müziği, genellikle anonim eserlerden oluşur, yani bestecileri belli değildir. Bu müziğin geçmişi, sözlü kültürün bir parçası olarak kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze kadar gelmiştir. Yörük müziği en yaygın olarak saz veya bağlama eşliğinde icra edilir. Saz, Türk halk müziğinin temel enstrümanlarından biridir ve Yörük müziğinde de sıkça kullanılır. Bağlama ise Türk halk müziğinin en popüler çalgılarından biridir ve Yörük müziğindeki ritim ve melodiye eşlik eder. Yörük müziğindeki enstrümantal parçalar genellikle hüzünlü bir atmosfer yaratır ve dinleyicilere duygusal bir deneyim sunar. Yörük müziği, Türk halk müziği içerisindeki diğer türlerle de benzerlikler taşır. Zengin bir makam ve usul çeşitliliği bulunur. Örneğin, “Hicaz”, “Neva”, “Rast” gibi makamlar Yörük müziğinde sıkça kullanılır. Ayrıca “Zeybek”, “Halay” gibi ritmik dans müzikleri de Yörük müziğinde kendine özgü bir yer tutar. Bugün bile Yörük müziği, Türkiye’nin bazı bölgelerinde yaşayan Yörük toplulukları arasında canlılığını korumaktadır.”
Genç ekonomist araştırmacı yazar Cumhur Kartal Yıldız da “Akademik Yönüyle Mehmet Eröz” başlıklı konuşmasında şu hususları dillendirmiştir: “ “Göçebe Ekonomisi ve Türk Göçebelerinde İçtimai Organizasyon” isimli doktora teziyle 1965 yılında sosyoloji doktoru unvanını almıştır. Kısa süre sonra “Marksizm-Leninizm Tenkidi-Eleştirisi” adlı teziyle 1971 yılında doçent unvanını alan Mehmet Eröz hocamız ardından kaleme aldığı “Türkiye’de Alevilik ve Bektaşilik” adlı tez çalışmasıyla, 1977’de profesörlük unvanına layık görülmüştür. Mehmet Eröz hocamız, bölücülükle yapılan mücadelenin her zaman için “Kültürel köprüden geçilerek yapılabileceğine” inanmıştır. Daha sonra bölücülük konularıyla ilgili yazdığı, çeşitli dergilerde yayımlanan makalelerini ise, “Doğu Anadolu’nun Türklüğü” isimli kitabında toplamış “Bölücü hainlerin tuzaklarının, tarih ve sosyoloji bilgisiyle bozulabileceğini” çalışmalarında sıkça vurgulamıştır. Hocamız, sağlam aile yapısına sahip olan toplumların, asla yıkılmayacaklarını, ifade etmiştir. Türk aile yapısının, bu türlü sağlam ve erdemli nitelikler taşıdığını, aynı adı taşıyan ve 1970 yılında yayımlanan “Türk Ailesi” isimli eserinde açıkça belirtmektedir. Böylesine anlamlı ve değerli programa Aydın’ın ve Türklüğün değeri Mehmet Eröz adı verilmişken, hocamız, “Milli Kültürümüz ve Meselelerimiz” adlı eserinde, Bilecik ve Balıkesir’den, Antalya ilimize kadar uzanan Batı, Güney Batı Anadolu coğrafyasında Alplik ve Yiğitlik takımına girenlere Zeybek denildiğini açıklamıştır. Zeybeklik heybetli güçlü karakterli, vatan ve memleket için kahramanlık namı olan şanlı yiğitlere bölgemizde verilen san veya unvandır. Akademik çalışmalarında da gözlenebileceği üzere, Eröz hocamız, tehlikeli hiçbir ideolojik görüşün etkisinde kalmayan, son derece aydın bir akademisyendir. O, akademik çizgide Atatürkçülüğü, Türk Milliyetçiliğini ve Türk Milli Kültürünü benimseyen ve bu ortak yaklaşımları, Milli Birlik Çatısı altında birleştiren bir aydındır. Hocamız, İslamiyet dinimizin mezhepleri konusunda da, son derece birleştirici ve bütünleştirici bakış açısı geliştirmiştir. Merhum Eröz hocamızın daima izinden gidecek olan biz Türk Gençliği’ne düşen asli görev ise, onun akademik yönden çığır açan düşüncelerini ve fikri mücadelesini tüm milletimizle buluşturabilmektir. Mehmet Eröz hocamızın bizlere bıraktığı bu akademik ve kültürel mirasa en iyi şekilde sahip çıkacağız.”
Moderatör Prof. Dr. Turan Akkoyun böylesine önemli bir akademisyenin mütevazi ve samimi bir toplantı ile anılmasını çok anlamlı bulduklarını, bu yöndeki her türlü etkinliğe akademik destek sağlamaya devam edeceklerini, yerel yönetimlerden Mehmet Eröz vb. isimleri sokak, park, bina isimleriyle yaşatmaları gerektiğini belirterek konuşmasını tamamlamıştır.
Yorum yazarak Söke Ekspres Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Söke Ekspres Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Söke Ekspres Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Söke Ekspres Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Söke Ekspres Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Söke Ekspres Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Söke Ekspres Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Söke Ekspres Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.