Söke’de son günlerde Mezarlıklarla ilgili bazı tartışmalar var.
Konunun teknik detaylarına hakim değilim.
Teknik bilgiye ve yeterli donanıma sahip olmadığım konularda sadece kendime ait bir fikrim olur. Onun ötesinde söyleyeceklerim, kendi tecrübelerimden ve temenniden ileriye gitmez.
Sadece şunu söyleyebilirim; Mezar konusu pek çok açıdan kutsal, değerli ve hassas bir konu.
Çok uzun yıllardır yanlış planlanan, yeri, konumu, ulaşım sorunları gibi pek çok problemi ile tartışmaya açık mezarlıklarımız var. Bunda insanların gömüye kapatılmış bölgelere bir şekilde gömülmesini vasiyet etmesi de etken. Mezarlıkların çevresinde gelişigüzel planlanan yaşam alanları da.
Herhangi bir gerekçe ile tek bir mezarın yeri dahi değiştirilmek istendiğinde, bunun hem mezar sahiplerini, hem de kamu vicdanını rahatsız etmeyecek şekilde olması etik kuraldır.
Bu yönde bir planlama ve çalışma olmadığını kamuoyuna “Mevcut Mezarlıklara Dokunulmayacak!” şeklinde deklare eden belediye yetkililerinin açıklamalarına itibar etmek durumundayız.
Çünkü biliyoruz ki onlar da mezarlık gibi kutsal bir alanda projelendirme yaparken bazı hassasiyetleri göz önünde bulunduracaktır. Bulundurmak zorundadır.
Bunun yanında geçmiş yıllarda defalarca yazdığım ve gündeme getirdiğim gibi Güneş enerjisi konusunda atıl alanlarımız mevcut. Çarşamba Pazaryeri başta olmak üzere kapalı pazar yerlerinin çatıları gibi şehir içinde de, şehir dışında da teknik projeye uygun alanlar var. Hatta istenirse Söke Çayı üzeri de potansiyel bir yeşil enerji alanıdır. Mevcut alanlardan yeterince faydalanmak, atıl haldeki alanları ekonomiye kazandırmak da yetkili kişi ve kurumların görevidir.
6 EYLÜL VE KONSERLER
Yukarıda mezarlıklar konusuna kısaca değinmişken ben başka bir konudan söz etmek istiyorum.
Biliyorsunuz geçmiş tarihlerde Söke’nin kurtuluş etkinlikleri genelde belediye ve hükümet konağı önünde yapılırken, konserler de yine bir süre buralarda yapıldıktan sonra, Söke Stadı’na taşınmıştı. Coşkulu ve büyük kalabalıkların hep birlikte kurtuluş gününü kutladığı bu alanlar zamanla terk edilerek, şehir dışında ve mezarlık karşısında konumlandırılmış bir alana taşındı.
İnsanlar Kurtuluş etkinliklerine ulaşmakta zorluk çekmeye başladılar.
Sadece gençlerin, orta yaşlıların, arabası olanların ve gidiş geliş yol parası ödeyebilecekler için bir konsere dönüştü kurtuluş etkinlikleri.
Belediye yıllar içerisinde etkinlikleri çeşitlendirmek, katılımı artırmak ve renklendirmek için çaba gösterse de, hem ekonomik koşullar, hem de bazı teknik konular nedeniyle, masanın bir ayağı hep eksik kaldı.
Bu yıl yapılan etkinlikler ile bu eksik ve aksaklıklar bir nebze olsun düzeltildi. Etkinlikler meydanlara taşınmaya başladı.
Zaten doğru olan da bu. Söke’nin her ne kadar yeni tören alanlarına, kent meydanlarına ihtiyacı olsa da, mevcut olanlarla da bir şeyler yapılabileceği böylece kanıtlandı.
İstendikten sonra, Söke’nin diğer mahallelerindeki meydanlar da bu etkinliklere sahne olabilir ve coşku tüm Söke’ye eşit olarak yansıtılabilir.
Belediye Bandosu, Halk Oyunları ekibi ve korolar, müzik grupları bu etkinliklere olabildiğince coşku ve renk katabilecek potansiyele sahipler.
Gelelim yine mezarlık konusuna.
Benim, konserler mezarlık kaşısında başladığı tarihten bu yana kendi kendime sorduğum soruya!
Mezarlıkların önünden arabamızla geçerken, eğer teybimiz, radyomuz açıksa sesini kısan, kapatan bizler değil miyiz?
Hatta yaya olarak geçtiğimizde de kendimize çeki düzen verip, sessiz olmaya çalışıp, mezarda yatanlara saygı göstermiyor muyuz?
Pek o halde neden Bangır bangır, yüksek desibel bir müzikle bütün gece mezarlık karşısında neden konser veriyoruz?
Bunu bağnazlık, dar görüşlülük olarak değerlendirecek olanlara kendimi anlatacak değilim.
Onların dünya görüşlerinden daha geniş bir açıyla dünyaya ve Söke’ye baktığımı belirtmem yeterli.
Söke’nin bu vesileyle yeni bir Kent Meydanı’na ihtiyacı olduğunu da araya sıkıştıralım.Tozlu raflar arasında bekleyen türlü çeşit planların, projelerin içinde Söke Kent Meydanı da mevcut.
Fakat o tozu üfleyip, Söke’ye bu projeleri kazandırma konusunda yeterince istek ve çaba yok.
Yorum yazarak Söke Ekspres Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Söke Ekspres Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Söke Ekspres Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Söke Ekspres Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Söke Ekspres Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Söke Ekspres Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Söke Ekspres Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Söke Ekspres Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.