Kamil Emmi Ve İnadı

Bir zamanlar Kayseri İlimizin Tomarza İlçesine bağlı şirin bir köyde öğretmenlik yapmıştım. O köyde çok güzel insanlar tanıdım. Bugün bile devam eden dostluklarımız oluştu.

Allah rahmet eylesin, Kamil Emmi de o köyün güzel insanlarından biriydi. O zamanlar yetmiş yaşın üstünde, ufak tefek, kara kuru bir adamdı. O kadar zayıftı ki, sanki uçuverecekmiş duygusuna kapılırdım.

Sonradan öğrendim; kendisi köyün eski çarıkçı ustalarından biriymiş. Köyde herkes için çarıkları o dikermiş. Ne yazık ki, kara lastikten ayakkabılar çıkınca çarığa rağbet kalmamış. O da 1951 yılında son çarığını dikip hatıra olması için sandığına koymuş ve mesleği bırakmış.

Ben bunu öğrenince ısrarla o çarığı istemeye başlamıştım. Kamil Emmi de inat olmasıyla ünlenmişti. Bir kere olmaz dedi mi, artık o iş olmazdı.  Bana da çarığı vermeyi reddetti. Çok ısrar ettim, kabul etmedi. Ben de ümidimi kesip onu üzecek laflar ettim:

“Yarın öldüğünde çocukların arkandan konuşacak. Bıraka bıraka işe yaramaz bir çarık bıraktı diyecekler. Sonra da kaldırıp atacaklar… İstediğin bu mudur?..”

Bu laflarıma cevap vermedi. Ancak iki gün sonra kapımı çaldı ve elindeki çarıkları uzattı:

“Al bakalım. Sen de kurtul, ben de kurtulayım…”

Başka da bir şey söylemeden çekip gitti.

O çarıkları uzun yıllar sakladım. Sonra da Söke Fatma Suat Orhon Müzesi yeniden düzenlenirken oraya hediye ettim.  Bir tarih yaşamaya devam etsin diye…

***

Yukarıda Kamil Emminin inadından söz etmiştim. Körfez Savaşı öncesiydi. Köy meydanında oturmuş sohbet ediyorduk. Söz dönüp dolaştı, Amerika’nın Irak’ı işgal etme ihtimali üzerinde yoğunlaştı.  Kamil Emmi kestirip attı:

“Saddam Amerika’yı perişan eder.”

Huyunu bildiğim için alttan aldım. Ama köylüler de ağzıma bakıyorlardı. Yine de kırmadan, kızdırmadan bir cevap vermeye çalıştım.

“Emmi, Amerika’nın silah gücü karşısında Saddam ne yapabilir ki?  Irak askerleri siperlerden kafalarını bile çıkaramazlar…”

“Senin bildiğin o kadar. O Amerikalı Irak’a girebilecek mi? Onlarda o yürek var mı? Gene söylüyorum; Saddam Amerika’yı perişan eder…”

Birkaç gün sonra ABD saldırısı başladı ve Irak askerleri neredeyse tek kurşun atamadan teslim oldular. Bilindiği gibi, Saddam da yakalanıp infaz edildi. O günlerde Kamil Emmiyi görünce söylediklerini hatırlattım.

“Ne oldu Emmi? Kim kimi perişan etti?..”

Kamil Emmi gayet sakin bir sesle cevap verdi.

“Saddam gene Amerika’yı perişan etti, gene perişan etti. Var mı diyeceğin?..”

Sonra da yürüyüp gitti.

Sevgili okuyucu, o zamanlar Kamil Emmiyi ve inadını çok yadırgamıştım. Şimdi ise gayet normal karşılıyorum. Çünkü artık onlardan o kadar fazla var ki… Ne ara böyle çoğaldılar, haberim bile olmadı. Ama ne yazık ki, şimdikilerde Kamil Emminin o saf duruşu da yok. Emmi gerçekten de inandığını söyler, inandığı konularda inat ederdi.

Şimdikiler öyle mi ya?..

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ali Sarayköylü - Mesaj Gönder

# Söke

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Söke Ekspres Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Söke Ekspres Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Söke Ekspres Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Söke Ekspres Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.