Aydın Sorumluluğu

Yıllar içersinde edinilen bilgilerle tarafsız bir şekilde çeşitli olayları yorumlayan ve sorun/problemlere karşı önerdikleri çözümler bize “Aydın İnsanı” tanımlalamızı sağlar. Burada altı çizilmesi gereken bu tip kişiliklerin oynadığı klavuz rolüdür. Çünkü özellikle yolun başında olan genç nesillerin öykünebilecekleri, örnek alacakları şahsiyetlerde yine aydın dediğimiz bu insanlardır. Bu yüzden atacağı her adıma, ağızlarından çıkacak her kelimeye dikkat kesildiğimiz bu vasıftaki insanların sorumluğu, üstlendikleri misyonu azımsamamak gerekir. Bunun için illede eğitimli olmak şart değildir ve bu aydın dediğimiz kesimi belirli bir meslek grubuylada sınırlamamızda mümkün değildir. Buradaki kriter olaylara bakış açısıyla alakalıdır. Örneğin 30 yıl öncesinde yazılmış bir kitabı okuduğunuzda öngörülen unsurların ve sapnanılan tespitlerin günümüzde ne kadar doğru ve yerinde olduğu görülünce o kitap yazarına saygınız bir kat daha artmaktadır. İşte Aydın tanımlamasınıda bu çerçeveden değerlerndirmek gerekmektedir. Yol gösterecek, zihin açacak, sizin göremediğiniz bakış açısını size verilmesi bu meyanda önemlidir.

Bizim gibi çoğu faktörün daha yerli yerine oturmadığı ülkelerde Aydın diye nitelediğimiz insanların sorumluluğu daha da mühimdir. Fakat birazda kasıtlı olarak bizlere sunulan Entel/Aydın diye nitelenen kişiliklerin o vasfı çoğunlukla doldurmadıkları görülmektedir. Ortadoğu coğrafyasında kişisel çıkarların ön planda olduğu bir atmosferde oturmayan karekterlerden bir aydın cesaretiyle davranışlar beklemek maalesef hayallerde kalmaktadır. Elbette bu tür insanlardan düşünceleri uğruna yıllarca hapislerde kalmalarını, maddi zorluklar çekmelerini talep etmek haksızlık olur. Fakat insanın kendisine ve yetiştiği topluma saygısı gereği Aydın diye isimlendirilen kişilerden biraz daha omurgalı davranışlar beklemek bir vatandaş olarak hepimizin hakkıdır. 

Aydın demek sadece bir kaç yabancı lisanı bilmek, anlı-şanlı üniversitelerden diplomalar almak, günün modasına uygun güzel giyinerek elinde şarap kadehleriyle ortalıkta gezinmek değildir. Herşeyden evvel münevver dediğimiz bu kişiler hangi şartlar olursa olsun yaşadığı toplumu küçümsemeden ülkesine yararlı olmaya çalışmalıdır. Örneğin bir öğretmen öncelikle iyi öğrenciler yetiştirilmeli, bir kimyagerde tekstil, gıda, eczacılık, boya gibi alanlarda en iyi hizmeti vermelidir.

Bir ülkenin geri kalmışlığını değerlendiririken bunun nedenleri üzerine kafa yorulduğunda Aydın dediğimiz kişiliklerin etkisinin azlığındanda bahsetmemiz gerekir. Bunların neticesinde Aydın sorumluluğu birazda yarınlara, torunlarımıza nasıl bir ülke bırakmak istediğimizle alakalıdır. Yoksa 1970`li yıllarda ekonomik zorluklardan dolayı yurtdışına gidenlerden günümüzde Türkiye`de kelli felli üniversiteyi bitirenlere kadar yine kapağı yurtdışına atma isteklerinin değişmemesi aslında bizlere çok şeyi anlatmaktadır.