İnsanoğlu mu bir garip, yoksa gariplik bizde mi bilemiyorum. Bakınız, bir bayram yaşadık. Bayramı bayram gibi kutlayabilmenin çabası içindeyken bazılarının gerçekten de şaka gibi konuşmaları ve paylaşımları insanı şaşırtıyor. “Yok artık” demekten kendimi alamıyorum. Hani Kemal Sunal filmlerinde meşhur bir diyalog var ya; “ağam bizimle eğleniyor” diye, bazıları bizimle mi eğleniyor, yoksa artık bir inat uğruna mı böyle davranıyor, anlayamadım.
Bizler zaman zaman halimizden şikayetçi oluyoruz ya, bu bile bazı hemşerilerimizin canını sıkıyormuş. Bayramda sahil kentlerine, bizim bölgemizde de Kuşadası, Didim ve Bodrum’a olan yoğun ilgiyi dillerine dolamışlar.
“Bir de pahalılık var diyorlar. Halbuki sahillerde iğne atsanız yere düşmüyor…”
“Kuşadası’nda araç park edecek yer yok. Her taraf otomobil…”
“Millet sıfır araç almak için kuyruklara giriyor ama bizdeki felaket tellalları sırf hükümeti kötülemek için fakirlik edebiyatı yapıyorlar.”
“Devletimiz uçak yaparken, tank yaparken, İHA ve SİHA yaparken bunlar soğan edebiyatı yapıyorlar. Çünkü devlet düşmanı bunlar…”
***
Sevgili okuyucu, bu türlü eleştiriler sürüp gidiyor. Devletle hükümet arasındaki farkı bile bilmeyen bazı cahiller sırf yapılan ya da yapılmayan bazı şeyler için yöneticilerimizi eleştirdiğimizde bizi devlet düşmanı olarak görüyorlar. Halbuki gördüğünü görmezden, duyduğunu duymazdan gelen dilsiz şeytan sayılmaz mı?..
Hani çocuklar kendi aralarında kavgaya tutuştuklarında babaları üzerinden göz dağı verirler ya… “Benim babam senin babanı döver” gibisinden laflar ederler. Demek ki yedisinde neysek yetmişinde de o oluyoruz. Kocaman insanlar patronlarının servetiyle, onların oturdukları evlerin görkemiyle, ya da başkalarının aldıkları sıfır araçlarla övünüyorlar.
Tuttukları futbol takımının başkanının servetiyle övünenler bile var.
Kardeşler, “zenginin parası fakirin çenesini yorar” diye boşuna dememişler. Birilerinin sıfır araç kuyruğuna girmesi onlar için elbette iyi de, bizim istediğimiz herkesin bazı imkanlara sahip olabilmesidir. Birileri sıfır araç kuyruğundayken diğerleri de en azından ayaklarını yerden kesecek bir araca sahip olabilmelidir.
Bakınız, ev kiraları maaşlarla yarışır duruma geldi. Köşklerde, yalılarda oturanlara lafımız yok elbette de, ancak; herkesin başını sokacak bir evinin olmasını isteriz ve bu olursa bununla da gurur duyarız. Yaz sezonunda yazlıklarında dinlenip tatil yapanlara elbette bir lafımız olamaz da, ancak; çalışan çalışmayan bütün yurttaşlarımızın kısa süreliğine de olsa tatil yapma hakları olmalı diye düşünüyorum.
Son söz; sahip olduklarımız bizimdir de, bizim olmayanları bu kadar sahiplenmemizi anlamak mümkün değil.
Yorum yazarak Söke Ekspres Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Söke Ekspres Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Söke Ekspres Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Söke Ekspres Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Söke Ekspres Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Söke Ekspres Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Söke Ekspres Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Söke Ekspres Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.