Milli Park’ta Rüşvet İddiaları

Geçen hafta yerel medyamızda gündeme gelen önemli haberlerden biri de Dilek Yarımadası Deltası Milli Parkında bazı görevlilerin arıcılardan rüşvet alarak görevlerini kötüye kullanmaları iddiaları oldu. Bazı tutuklamalar gerçekleşirken son olarak 14 kişinin de aranmakta olduğu duyuruldu.

Sevgili okuyucu, rüşvet elbette ki çok çirkin bir davranış.  Devletin görevlileri kendilerine çıkar sağlama karşılığında bazı arıcılardan rüşvet almışlar. Bu olayda belki de tek yanlış olan durum bu rüşvet işi.  Çünkü devletin görevlisi devlet tarafından verilmeyen bir hakkı kendinde olmayan yetkileri kullanarak birilerine vermiş ve karşılığında çıkar elde etmiştir.

Peki, ben bu konuyu neden gündemime aldım?

***

Yıllardır temcit pilavı gibi huzurlarınıza getiriyorum.  Bir doğa harikası olan Beşparmak Dağlarında Allah’ın lütfettiği o güzellikleri ortadan kaldırma pahasına yeşili yok eden maden şirketlerini bahane ederek  “Latmos Milli Park Olsun” çığlıkları atanların neye hizmet ettikleri bu olayla bir kere daha ortaya çıkmış oldu. Hep iddia ettim, milli park olursa oralarda hayvancılık yapılamayacak, çünkü otlatma yasak olacak. Ayrıca arıcılık da yapılamayacak. Yani Latmos köylüleri bulundukları dağlarda adeta açlığa mahkum olacaklar ve göç etmek zorunda kalacaklar.

Ya da Dilek Yarımadasında olduğu gibi ilgililere rüşvet teklif ederek arılarını  ve  hayvanlarını besleme yoluna gidecekler. Latmos’un milli park olmasını savunan dernek bunu bilmez mi? Bilir elbette. Çünkü her dereceden bilim insanlarıyla sürekli  beraber olduklarını ve bu mantıksız emelleri için onlardan da destek aldıklarını biliyorum. Buna rağmen ısrarla bu taleplerini  dile getirmeye devam ediyorlar.

Üstelik, milli park olayı gerçekleşirse bundan maden şirketleri de bir zarar görmeyecekler. Onlar o dağları kazmaya, yeşili yok etmeye devam edecekler. Çünkü yasa milli parklarda tarımsal çalışmalara izin vermiyor ama madenciliğe karşı bir yaptırım ve yasak yok. Bu nedenle de maden şirketleri bu tartışmalara hiç girmiyorlar. Rahatsızlık da duymuyorlar.

***

Bazen kişisel çıkarların ülke çıkarları önüne geçtiğine tanık olabiliyoruz. Bu türlü durumlara alıştık bile diyebilirim. Yani maden şirketlerinin duruş ve davranışlarını da böyle bakıp değerlendirebiliyorum. Hatta sözünü ettiğim milli park sevdalısı derneğin yöneticilerine de davranışları için aynı şekilde onaylamayan ama anlayışla karşılayabileceğim davranışlar olarak bakıyorum. Çünkü arkalarına büyük turizm şirketlerini aldıklarını, onlardan büyük destekler gördüklerini duymuştum.

Yani Latmos’ta herkesin gözü var.

Umarım ve dilerim ki  ekolojik dengeyle fazla ilgili görünen bu dernek de milli park sevdalarından uzaklaşıp her zaman yaptığı leylek sayma ve arada bir de canavar bekleme işleriyle ilgilenir.