Pide-Lahmacun Ve Dürüm Muhabbetleri

Turizm sezonu başladı ya, televizyonlarımız da bu bölgelere olan ilgilerini arttırdılar. Giden araç sayısından tutun da, ünlülerin eğlendikleri ya da sahne aldıkları mekanlara kadar değişik  haberler görüyoruz.  Olacak elbette, böyle haberler de turizm kentlerimize olan ilgi ve hevesi arttıracak, sektör çok uzun yıllardan bu yana ilk defa nefes almaya başlayacaktır. Ancak, her işte olduğu gibi burada da kantarın topuzunu kaçırıveriyoruz.

Şimdi moda; bu merkezlerdeki yiyecek-içecek sektöründeki fiyatlar. Yani bize özgü diye bilinen, pide, lahmacun, döner gibi ürünlerin fiyatları…

Aslında benim pek de ilgimi çekmiyor da, ama duyduklarıma şaşırmadım desem yalan olur. Bakınız, sözünü ettiğim ürünler lokantaların dışında da ayaküstü yenebilecek atıştırmalıklar. Yani  bu türlü ürünlerin çabuk hazırlanması ve ucuz olması esastır.  Dünyanın her yerinde böyle ayaküstü bir şeyler yenip içilen mekanlar lokantalara çok ciddi alternatiflerdir. Lezzetli ve sevilen ürünleri ucuza satarak her sınıftan insanı müşterileri  arasına katarlar.

***

Bizim ülkemizde nedense böyle olmuyor. Bakınız, televizyon muhabiri sahilde güneşin tadını çıkaran insanlarla söyleşi yaparken aklına dönerin fiyatı geliyor. Orada döner hizmeti veren bir işletmeye gidip fiyat soruyor. İnsan duyduklarına inanamıyor.

Sevgili okuyucu, 130 gram dönerle hazırlanan bir dürüm tam 720 liraya satılıyormuş. Yanında bir de ayran isterseniz 90 lira da ayran için eklenip toplam ücret 810 liraya çıkıyor. Yani 7500 lira emekli aylığı olan bir yurttaşımızın aylık kazancı, eğer ayran içmek gibi bir lükse heves etmezse ancak on tane dürüm parasına yetiyor.

Haksızlık etmeyelim; kentin bazı noktalarında bu rakam 150 liraya kadar düşüyor. Ama sahilde deniz keyfi yapan adam acıkınca nereye gidip de o ucuz dürümü bulacak?..

Lafı dönerden açtım da, bu fiyat muhabbetlerine lahmacun da karıştı. İki lahmacun ile bir ayranın toplam fiyatı ülkemiz sahillerinde 640 lira ile 1140 lira arasında değişiyormuş. Sadece Kıbrıs sahillerinde bu ürün paketini 300 liraya yiyebilirmişsiniz.

***

Daha önce de ifade ettiğim gibi; bu fiyatlar beni  hiç de ilgilendirmiyor. Çünkü oralara gidip de döner ya da lahmacun yiyeceğim yok.

İyi de bu muhabbete niye girdim?

Sevgili okuyucu, biliyorsunuz, lokanta, pastane gibi gıda ürünlerini üretip satan iş yerleri İl ve İlçe Tarım Müdürlükleri tarafından denetlenmektedir. Eskiden bu denetimler belediyeler tarafından yapılırdı. Hangi gerekçeyle bu denetim kurumunu  değiştirdiler, bilmiyorum da, ama bana göre çok da doğru bir karar değil. Lahmacun ile ya da kuru fasulye ile Tarım Müdürlüğünün ne ilgisi olabilir? Yine bir baklava ile ya da keşkül ile ziraat mühendisi arasında bir ilgi kuramıyorum. Ama devletimizi yönetenler bir bağ kurmuşlar ve denetim görev ve yetkisini Tarım Müdürlüklerine vermişler.

Ona da peki dedik elbette. Ancak son haber bana iyice mantıksız geldi. Efendim, pide ve lahmacunlara konan malzemeler denetim listesinden çıkarılmış.  Bu haberin doğru olmamasını çok isterim ama sektörde bulunan bir kardeşimizden duydum.  Eğe bu doğruysa  artık yediğimiz hiçbir şey içimize sinmez.

Umarım doğru değildir. Doğruysa da inşallah tez zamanda bu yanlıştan dönülerek denetimlere başlarlar.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ali Sarayköylü - Mesaj Gönder

# Tarım

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Söke Ekspres Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Söke Ekspres Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Söke Ekspres Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Söke Ekspres Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

01

Ömer Eru - Ali beyim çok haklısınız.Ancak kılıçdaroğiu hesap uzmanı olabilir Ancak moris düverjer,bulgar dimitrov bülnt daver gibi düşünürlrin kütaplarını adeta içimize sişndirerk ders yaptık CHP Herşeyden önce toplumda örgütlrnmeyi bilmemektedier toplum da saha liderleryle ilşkisi zayıftır ki bu konuda süleyman demirel çok basssssşarılıdır bir yere geldiği zaman o bölgede saha liderleryle hemen sohbete başlardı. kılıçdaroğlu partide ööreklenen altı dönemdir parti yönetiminde bulunanları değiştirememiştir. işçiler yoksul halka gençliğe karşı etkili ve inandırıcı politikalar üretememiştir. Sosyal demokrasi ilkelerini göz ardı yaparak sağ ilkelere dönmüştür parti ilkelerinden uzaklamıştır seçimlerde daha fazla oy alırım diye siyasi arenada isimleri bile hatırlanmayacak prtileri yanına almıştır. selamet parti başkanı sivasta ozanlar yakılırkrn belediye başkanıydı babacan kemal dervşin politikasını uygulayan adamdır. türkiyede garanti verilerek ihllere imza atan adamdır davutoğlu neo osmancılık tezini savunnarak ülkemide ortadoğu macerasını başlatan adamdır.demokrat parti önceden denenen bir partidir iyi partininde esaslı bir pprojesi yoktur günlük dedikodyyla partini devam ettirmrktedie seçimde 35 miiletveklini chp nin yardımıyla almışlardır şimdi akp ile işbirliğine hazırız diyebilmektedirlerdir chp nin öncelikle tabandn tepeye doğru örgütlenmesini gözden geçirmelidir altı okun gereklerınde taviz vermemelidir illa ben varsam parti vardır demek yanlıştır. ben ingilterede dokuz ay kadar kaldım orada laboou denen işçi partisinin yönetiminde yedimilletvekli vardı aralarından bir kişiyi sözcü seçm,lerd, böylece yönetişim denen yönetim anlayışı ile siyeset yapıyorlardı bize öyle değil ön seçim yaptırmayınca da partinin başına geleni oradan uzaklatırmak zor oluyor zira partinin yönetimini ele geçiren parti başkanı parti üst yönetimide görev yapanları da kendi seçmkte delegeleride hatta çileck milletvekillerini de ken seçmekte ve biz de buna demakrasi deriz

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 13 Temmuz 19:45