Boş Tartışmalar

Dünkü yazımda da ifade ettiğim gibi; Cumhuriyet Halk Partisi Söke İlçesi delege seçimlerini yaptı ve İlçe Başkanı Ali Kemal Özcan’ın beyaz listesi ezici bir çoğunlukla  mutlak bir galibiyet elde etti.

Aslında haber bu kadarla kalmalı ve de herkes kendi gündemine dönmeli değil miydi? Ne yazık ki öyle olmadı. Cumhuriyet Halk Partisinde bu türlü çıkışlara ve de davranışlara ne yazık ki alıştık. Liste çıkaramayan partili guruplar kazanan tarafın zaferlerini kutlamalarını içlerine sindiremedi.

Sonuç hezimet değilmiş. Çünkü onlar liste çıkarıp da kaybetmemişler.  Kardeşler, liste  çıkarmayı  bile başaramadınız, bundan büyük hezimet olur mu?..

Ne yazık ki CHP’de hep böyle oluyor. Başka partilerle girilen seçim yarışlarında yenilgiyi kolayca içlerine sindirip de “adam kazandı” bile deyiveren anlayış, iş parti içi rekabete gelince ne yazık ki hazımsızlığın en kötü örneklerini  veriyor. Ondan sonra da Cumhuriyet Halk Partisi ilçe merkezine adeta baskın gibi gidip güya basın açıklaması yaptılar ve de bir bayan yöneticiyi incitecek boyutta darp ettiler.

***

Sözünü ettiğim kişiler sıradan partililer de değiller. İçlerinde ilçe başkanlığı ve il yöneticiliği yapmış olanlar var. Uzun yıllar kadın kollarını yönetmiş partililer var. İsmi belediye başkan adaylığı için geçen, daha da doğrusu böyle adaylık hevesi içinde olanlar var. Oturup da neyi eksik yaptıklarını, ne diye bir liste bile çıkaramadıklarını düşünerek öz eleştiri yapacaklarına ve de şenlik havasında geçen seçimleri gerçekleştirenleri kutlayacaklarına hemen suçlama ve eleştirilere başlamışlar.

Buna gerek var mıydı?

Ya da bunun kime ne faydası var? Başta Cumhuriyet Halk Partisinin bu türlü çekişme ve tartışmalardan bir yarar görmesi mümkün mü? Millet artık bu parti içi çekişmelerden bıktı. Üstelik bu çekişmelerin ilçemize ve de ülkemize yararı olmadığını millet anladı da, partiyi babalarının malı olarak gören bir gurup hala anlayamadı.

Bazı isimler “bizim zaten liste çıkarmak gibi bir niyetimiz yoktu” şeklinde söylemlerde bulunuyorlar da, ben de önümüzdeki seçimlerde belediye başkan adayı olma hevesindeki iki partilinin bir araya geldiğini ve hatta eski ilçe başkanlarından Erkan Polat’a giderek ortak bir liste çıkarması için istekte bulunduklarını duydum. Sayın Polat bütün ısrarlara rağmen bu isteği geri çevirince de liste işinden vazgeçmişler. Bütün bunlar ortadayken daha neyin tartışması yapılıyor ki?..

***

Daha önceki yazımda da ifade ettiğim gibi; genel seçimlerde ve de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortalarda göremediğimiz, hatta seslerini  bile duyamadığımız bu partililer delege seçimlerindeki eksikliklerini  görmezden gelip kazanan tarafı suçlamayı tercih ettiler. Neredeyse “siz niye liste çıkardınız ve niye böyle tulum çıkardınız” diyecekler.

Genel seçimlerde kaybedilen seçimin faturasını genel Başkanlarına ve de milletvekillerine yükleyenler kendi zaaflarını görmezden geliyorlar.

Son söz; CHP ne zaman iktidar olup ülkeyi yönetebilir diye düşündüğümde aklıma bir tek cevap geliyor. Parti içinde kendilerini her göreve layık gören ve partililerin iradesine tepeden balan bazı isimler ne zaman ki kişisel heveslerini kitlesel çıkarların önüne geçirmeyi bırakırlarsa bu köklü çınar ancak o zaman güçlü bir şekilde ayağa kalkıp iktidar olabilir.

Ben Sayın Kılıçdaroğlu’nun artık yeni dönemde böyle düşünüp  böyle yürüyeceğine inanıyorum.