İhsan Karagöz Mücadeleye Devam Ediyor

Sizlere daha önce İhsan Karagöz’den söz etmiştim. Vaktiyle öğrencim olmasından, küçücük ellerine ilk kalemi benim vermiş olmamdan ve şimdi de böyle yürekli bir toplum önderi olmasından gurur duyuyorum.

İhsan adeta kendini Latmos’a ve o dağların doğal güzellikleri olan fıstık çamlarına ve olağanüstü doğasına adamış bir güzel kardeşimizdir. Kendisi de Beşparmak Dağlarında, yani Latmos’ta yaşıyor. Söke’ye bağlı olan Çavdar Mahallesinde yaşayan Karagöz bir zamanlar bu köyün muhtarlığını da yaptı.

Özellikle Latmos’ta doğayı tahrip eden oralardaki kaya parçalarını çıkarıp para kazanmak uğruna o dağlardaki  bitki örtüsünü katleden, uzaydan bile görülebilecek kadar büyük zararlar veren maden şirketlerine savaş açan İhsan Karagöz bu uğurda dayaklar da yedi, mahkemelere düşüp para ve hapis cezalarıyla da karşı karşıya kaldı.

Hiç yılmadı. Haklılığına o kadar yürekten inanıyordu ki, bir gün bile geri adım atmadı.

***

Geçen hafta beni aradı. Telefonda sesi yine her zamanki  gibi heyecanlıydı.  Uzun uzun konuştuk.

“Hocam bir avukatla tanıştım. Kendisi Muğla taraflarında bu maden şirketlerine karşı çok davalar kazanmış.  Burada da beraber hareket edeceğiz. Önümüzdeki hafta Aydın’a gidip Bölge İdare Mahkemesinde dava açacağız…”

Aslında o kadar haklı ki…

O dağlar türü tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan endemik bitki türleriyle dolu.  Öyle ki, aslında öyle bir bitkiyi  dalından koparmaya kalksanız bile binlerce lira ceza ödemek zorunda kalıyorsunuz ama,  maden şirketleri yüzlerce dönüm alanı adeta kürüyerek bir tane ot bile bırakmıyorlar. Oralara giden duyarlı vatandaşlarımızın gördükleri karşısında göz yaşlarını tutamadıklarına bile tanık olmuştum.

İşte İhsan o dağların, o bitkilerin ve de o bitki örtüsünü yuva belleyen hayvan varlığının yaşam haklarını savunuyor.

Ne yazık ki bu mücadelesinde kendi köylülerinden bazılarının da günü birlik çıkarlar uğruna maden şirketleriyle işbirliği içine girdiklerini ve de İhsan’ın bu çabalarına engel olduklarını duydum.  Bence onlar da günübirlik değil, uzun vadeli düşünerek hareket etmelidirler. O dağları atalarından aldıkları şekilde,  güzelliği ve bereketiyle çocuklarına devretmek mecburiyeti vicdani bir sorumluluktur.

**

Son söz; şimdi yine yeni oyunlar oynanıyormuş. Madenciler ÇED raporu alanlarını genişletmek için her yolu deniyorlarmış. Şimdilik karşılarında sadece İhsan Karagöz ve yeni tanıdığı  avukat arkadaşı olacak. Umarım çevre dernekleri bu sefer doğru tarafta dururlar.  Güçlüden değil de haklıdan yana olurlar ve bu yürekli kardeşimize destek verirler.