Bir Sözde Basın Ve Voleybolcu Kızlarımız

Aslında mesele açık saçık giyinmek ya da kapalı giyinmek meselesi değil. Mesele insanların yaşam biçimleri ve dünyaya bakış açıları da değil. Mesele bu ülkeyi yüz yıl önce düşman istilasından kurtarıp özgür ve çağdaş bireylerin yaşadığı, ortak akılla yönetilen ve de çağdaş ülkelerin refah seviyesini yakalamak için akıl ve bilime önem verip üretmenin güzelliğine inanan bir ülke haline getiren Mustafa Kemal Atatürk düşmanlığı.

Aslında bunlar güzel sevmiyorlar. Dürüst ve doğru olan şeyleri kendi yaşam biçimleri ve de anlayışları için tehdit olarak görüyorlar.

***

Voleybol kadın milli takımımız uzun mücadeleler sonucu, başta İtalya, Amerika Birleşik Devletleri  ve de Çin Halk Cumhuriyeti gibi ülkelerin dünyada adlarından söz ettiren takımlarına diz çöktürüp eze eze mağlup ederken bunların maç falan baktıklarına inanmıyorum. Eğer baktılarsa bile maçtan çok milli kızların şortlarına bakıp kendilerine ahirette verileceğine inandıkları hurilerin hayallerini kurmaktaydılar.

Sevgili okuyucu, milli  voleybolcumuz Ebrar Karakurt’a ahlaksızca suçlamalar getiren basın kuruluşu bazı vakıf yurtlarında küçücük çocuklara cinsel istismar olaylarının gerçekleştiği ortaya çıkınca hiç dinden imandan, ahlaktan söz etmemişlerdi. Hatta o yavruların adeta avukatı olması gereken Aile Bakanının “küçüğün rızası vardı” gibi akıl almaz bir ifadeyle adeta tecavüzcü sapıkları savunup tecavüz mağdurlarını suçlamasına bile sessiz kalmışlardı. Dediğim gibi; bunlar hem çok ahlaksız ve hem de çok acımasızlar.

Yine bu sözde ahlak bekçileri “bir kereden bir şey olmaz” diyerek o çocuk tecavüzlerini hafif e alıp suç olmaktan çıkarma çabalarını da görmezden gelmişlerdi.

Çünkü  bunlar Müslüman da değiller…

***

Ortalık isyan ve tepkilerle adeta yıkılırken, bu cemaat yandaşı tecavüzcüler ve onların sempatizanları Cumhuriyet öncesinde erkek çocuğa tecavüzün nasıl  karşılandığını, bu iğrençliğe ne isim verildiğini  falan açıklamaya çaba gösteriyorlardı. Amaç olayı masum ve sıradan göstermek elbette…

Ben Voleybolcu Ebrar Karakurt’un ne söylendiği gibi bir eylemini,  ne de bu ülkeyi ve ülkem insanını küçük gören ve de küçük düşüren bir paylaşımını görmedim.  Kaldı ki, görsem de ilgilenmem.

Ben o kızı  sadece servis atarken, blok yaparken ve de smaç vururken gördüm. Ve “ellerine sağlık kızım. Allah bileğine güç versin, Allah senden ve arkadaşlarından razı olsun” dedim.

***

Aslında mesele Ebrar değil elbette. Bunlar güzel sevmiyorlar. Güzelden ve de doğrudan nefret ediyorlar.

Ben de onları sevmiyorum. Çünkü ben güzelden, doğudan ve dürüstten yanayım. İnanıyorum ki, bu ülke Ebrar ve arkadaşları ile daha da güzelleşip mutluluklar yaşayacak. O gazetecilik yaptığını sanan soytarıların bütün çamurluklarına rağmen de milletimizin takdir ve teveccühü böyle tecelli edecektir.

Sevgili kızlar, Allah yüreğinizdeki vatan, millet  ve insan sevgisini azaltmasın.  Yüreğinize ve bileğinize güç versin. Biz sizlerden razıyız ve de sizleri seviyoruz.

Son söz; erik dalı türküsünü severdim. Kendim oynamasını bilmem de, düğünlerde falan hep bu türkü çalınsın ve oynansın isterdim. Voleybol kadın milli takımımız artık bu güzel türküyü benimle birlikte bütün ülke insanımıza ve hatta  bütün dünyaya dinlettiler ve sevdirdiler.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ali Sarayköylü - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Söke Ekspres Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Söke Ekspres Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Söke Ekspres Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Söke Ekspres Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.