Vah Ölene !.... 2

Behiye:” Ben bir türlü senin dediklerini inanmıyorum! Bu durum yıllarca böyle gitmez. Ben seni çok sevdim. Sen sevmemiş olabilirsin, ama ben çok sevdim. Bu sevginin karşılığı bu olmamalıydı. Yazıklar olsun, ben sana iki çocuk verdim. Değerimi bilemedin, İnşallah yatalak olursun da, sana ben bakayım,“ bağırarak söyledi.

Durmuş:” Ben rahatım, seni hiçbir zaman aldatmadım, bu söylediklerin  seni bağlar. Bu konuşmaları artık bitirelim. Sen ne istiyorsan onu yap.”

Bu konuşmalardan sonra aynı odada birbirlerine düşman iki kişi gibi davranmaya başladılar.  Birbirlerine karşı sert ve kırıcı konuşmaları laf sokmalar, bela okumalar, biri dışarıya gitse:”İnşallah ölün gelir,” temenniler başladı. Altı ay geçmemişti ki Behiye, kafaya takmıştı. Durmuş ev için yiyecek almaya çarşıya gitmişti. Behiye, abdest aldı. Namaz kıldı:”Allah’ım beni affet, günahlarımı bağışla. Bu durumu hazmedemiyorum. Bu durumu istemezdim,” dedi. Dualar okudu. Durmuş çarşıdan geldi. Aldıklarını buzdolabına yerleştirdi. Akşam yemeklerini yediler. Televizyon seyrettiler. Durmuş:” Benim uykum geldi,” dedi ve ayrı odada yattıklarından çekyatın üzerine kıvrıldı, uyudu. Gece saat 01:30 oldu. Behiye, kocasının yanına geldi. Kocası mışıl mışıl uyuyordu. Mutfağa gitti. Ekmek bıçağını aldı, kocasının yanına geldi. Durmuş sırtüstü yatıyordu. Behiye:” Allah’ ım beni affet, Durmuş bunu bana yapmayacaktın, “ dedi ve ekmek bıçağını iki elleriyle kavradı, bıçağı yukarı kaldırdı bütün gücüyle Durmuş’un kalbine defalarca sapladı. Durmuş ölmüştü. Behiye bir an için pişman olmuştu. Hüngür hüngür ağlamaya başladı. Ağlaması azaldığı sırada cep telefonunu eline aldı, küçük oğlunu  aradı:” Tevfik, ben babanı öldürdüm, “ dedi. Tevfik uyuyordu, hemen giyindi. Koşarak annesinin yanına geldi. İçeri girdiğinde annesi babasının yanında oturmuş, hüngür hüngür ağlıyordu. Elleri kanlıydı.

Tevfik:” Anne, sen ne yaptın?”

Behiye.” Beni aldatmayacaktı, onu çok sevmiştim, şimdi çok pişmanım, Allah beni affetsin,” diye ve ağlamaya devam etti.

Tevfik:” Anne yuvamızı dağıttın, biz güzel bir aile idik, cezanı çek, benim senin gibi annem yok.” Dedi ve telefonla polisi aradı:” Alo annem babamı öldürmüş, evin adresi verdi, “ evin avlusuna çıktı. Oda ağlamaya başladı. Abisini telefonla aradı:” Abi annem babamı bıçaklayıp öldürmüş,” dedi ve ağlamaya devam etti. Polis sireni sesi geldiklerini sanki andırıyordu. Fotoğraflar çekildi. Raporlar tutuldu. Behiye’ yi tutukladılar. Cesedi morga kaldırdılar. Abisi Taylan, uçakla hemen geldi. Babasının cesedini morgdan aldılar, mezarlığa gömdüler. Mahkemede Behiye hatıra defterinde yazılanların doğruluğunu savunsa da, yapılan araştırmalar sonucu böyle bir şeyin yaşanmadığı kanıtlandı, tahrik konusu bile olamayacağını kanısına varıldı, ömür boyu  müebbet ceza verildi. Behiye, bu duruma fazla dayanamadı, hastalandı, iki oğlu da ziyaretine gitmediler. Hapiste bir yılı dolmadan öldü. Cenazesini devlet kimsesizler mezarlığına gömdüler.

İlköğretime bitirmek önemli değil. Kendini yaşadığın hayata ayak uyduramıyorsa, esas cahillik buradadır. Halbuki Dursun, Behiye’ ye bulmaca yapmayı öğretmişti. Dursun kitap okumayı çok severdi, onu da kitap okumayı sevdirmişti. Yaşadığı sürede hep ona bir şeyler öğretmeye çabaladı. Sonuç öğretmeye uğraştığı kişi tarafından öldürüldü. Yaşadığın yer hiç önemli değil. İster dağ köyünde yaşa, istersen metropolün  ortasında yaşa kendini yetiştiremeyen kişi, orta çağda yaşamakla bir fark yoktur. Kırk küsur yıl beraber yaşamışsın, sonuç hüsran. İkisine de yazık oldu. Birinin Allahın verdiği canı, bir cani tarafından alınıyor olması, diğerinin ise kara cahilliğine yenilip katil olması, pişmanlığı sonucu hapishanede hastalanıp ölmesi. Son.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Yaşar ÖRKELİ - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Söke Ekspres Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Söke Ekspres Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Söke Ekspres Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Söke Ekspres Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.