Hırs - 1

Kız babasını karşısına almış, hararetli bir şekilde konuşuyordu. İkisi birbirlerini o kadar o kadar çok seviyorlardı ki hiçbir zaman birbirlerinden ayrılmayacaklarını düşünüyorlardı. Mehtap babasına anlattıkça Kemal bey şaşırmaya devam ediyordu.

Mehtap:” babacığım beni Veli’ den sen bile ayıramazsın, Veli’yi çok seviyorum,” dedi. Gözleri yalvarırcasına bakarak.

Kemal:” kızım benim seni sevdiğinden ayırmaya niyetim yok,” dedi, kızına sevgi dolu bakışıyla.

Mehtap. ”Baba, Veli istese, seni bile terk ederim,” diye söyledi, kaşlarını çatarak.

Kemal:” Tamam kızım. Veli’ ye söyle, gelsinler, istesinler vereceğim,” dedi.

Mehtap, babasının yanından ayrıldı. Koşarak Veli’nin yanına gitti. Heyecanlıydı, sevinçten elleri titriyordu.

Mehtap:” Veli babamın yanından geliyorum. Babam evlenmemize kabul etti. Annene ve babanı al gel, beni istesinler,” dedi.

Veli:” Mehtap’ım iki güne kalmaz gelip isteyeceğiz, bu güzel haberi, anneme haber vereyim,” dedi ve evlerine doğru hızlı adımlarla yürüdü. Veli, mutfakta yemek yapmakla uğraşan Gülseren hanımın yanına sessizce yaklaştı, aniden sarıldı. Annesi korktu. Az kalsın pişmekte olan tencereyi eliyle vurunca düşürecekti.

Gülseren.” Aniden sarılıp beni neden korkuttun? “ Diye bağırdı ani refleksle.

Veli:” Müjde anne! Mehtap’ ı istemeye gideceğiz, babası gelsin istesinler,” demiş.

Gülseren:” Akşama baban gelsin, etraflıca konuşalım, sonrada karar veririz,” dedi. Akşama çok var diye, Veli’nin suratı düştü, üzüldü. Veli için akşam bir türlü olmak bilmedi, sanki pili biten saat gibi durdu.

     Evlilik işlerinden habersiz Ercan bey, yorgunluktan bitap düşmüş durunda anahtarıyla açarak içeri girdi.

     Ercan:” Gülseren kurt gibi açım, çok yorgunum. Yemeği yiyecek, hemen yatacağım,” deyince; evde matem havası esti, kimseden ses çıkmadı. Veli haberi söylemeye kalktı, Ercan işaret parmağı ile sus işareti yaptı; başımda çok ağrıyor, hemen yatacağım,” dedi.

Ertesi gün, Ercan iş bitiminde evine girdiğinde çok neşeliydi. Bunu fırsat bilen Veli ve annesi akşam yemeğini yediklerinden sonra TV’de dizi seyrederken Gülseren hanım:” Ercan, oğlumuzun kız arkadaşı, annen-baban gelsinler, beni babamdan istesinler, babam beni size vermeyi kabul etti,” demiş. Bu güzel haberi söyleyelim,” dedim. Bu haberi duyan Ercan beyin kaşları çatıldı. Sesi sertleşti başladı konuşmaya:” Ben o adamın kızını almam. Babası ve kızı ile ilgili hiç iyi sözler duymadım. Babası ben hariç herkesi dolandırmış. Kızını da uygunsuz yerlerde görmüşler, onlar bizim iyi niyetimizden ve gelirimizden faydalanmak istiyorlar. Ben buna izin vermem,” diye söyleyince Veli ağlamaya başladı. Gülseren hanım oğlunun yanına oturdu, ona anne şefkat ile sarıldı:” Ağlama oğlum bende o aile ile ilgili bazı söylentiler duymuştum, fakat senin üzülmeni istemediğim için söylemedim, senin gözyaşlarına dayanamıyorum,” dedi. Veli gözyaşlarını silerken:” Benim sevdiğim kızı istemeye gitmeyecek miyiz? Diye sordu.

Ercan:” mehtap’ ı gelin olarak kabul etmem, onu ailemizin içine kabul edemem, oğlum bu sevdadan vazgeç,” üzülerek söyledi. Veli gözyaşlarını akıtarak, sevdiğinin yanına gitti. Mehtap sevdiğinin ağladığını görünce:” neden ağlıyorsun? “ Sordu.

Veli.” babam ve annem senin ve babanın hakkında hiç iyi şeyler söylemedi. Babanın dolandırıcı olduğunu, senin de kötü yerlerde gördüklerini söylediler. Seninle kurduğum arkadaşlığı ailenden kurtulmak için yaptığını söylediler. Seni gelinleri olarak kabul etmiyorlar,”  diye söyleyince, Mehtap bu sözleri duyunca hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Hırçınlaştı, bağırarak:” Senin de sevgin sahteymiş, ben seni gerçekten çok sevdim. Ben, senin için babama vermezsen seni dinlemem kaçarım,” dedim. Sen, anne ve babanın bir sözüyle bu sevgiyi bitirdin,” bu son sözleri söylerken, sesi kesik kesik çıkıyordu ağzından. Veli’nin yüzüne doğru tükürdü ve oradan hızla koşmaya başladı. Veli arkasından koşmak istese de yetişemeyeceğini koşmadı. Sadece:” Bende seni seviyorum,” diyebildi arkasından.

Gerçi ikisi de çok gençti. Önlerinde daha uzun seneler vardı. Her ikisi de yeni bir sevgili bulabilirlerdi.

Mehtap, çok kısa zamanda yeni bir sevgili bulmuştu. Sırf onu kıskandırmak için, Veli’yi uzaktan gördüğü anda; koşarak yeni erkek arkadaşı Sabri’nin yanına gidiyor, el ele tutuşarak Veli’nin yanından geçip gidiyorlardı. Ona yeni arkadaşını gösteriyor, nazire yapıyordu.

Mehtap, Sabri’ye Veli’den bahsetmedi. Sabri’de hiç sormadı. Benim yanıma gelip beraberce hep bu sokaktan geçiyor. Neden bu görmek için buradan geçiyoruz, geçerken bana daha sıkı sarılıyorsun diye hiç sormadı.

Mehtap, Veli’yi çok sevmişti. Aşkına yeteri kadar karşılık bulamadı. Kendi kendine düşüncelere daldı; biz fakiriz diye düşük gördünüz. Bilip bilmeden hem babama, hem de bana iftira attınız. Yok babam üçkâğıtçı imiş herkesi dolandırmış, yok beni uygunsuz yerlerde görmüşler, aslanım açıkça ben seni yeteri kadar sevemedim diye söyle bende delikanlı erkek olduğunu bileyim. Diye içinden konuşuyordu, devamla bende ben de seni kendime deli-divane yapmazsam, bana da Mehtap demesinler diye kendi kendine söz verdi.                           Devam edecek..

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Yaşar ÖRKELİ - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Söke Ekspres Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Söke Ekspres Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Söke Ekspres Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Söke Ekspres Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.