Hırs - 2

     Mehtap liseyi bitirmişti o yıl, dershaneye kaydını  yaptırdı. Bundan sonra sevgili yok. Bundan sonra benim tek sevgilim; ders çalışmak, üniversiteye bir fakültesinde okumak, anneme, babama ve vatanıma yararlı bir kişi olmak.

     Akşam yemeğini yedikten sonra, mehtap yemek masasındaki tabak, kaşık, çatalları topladı, onları yıkadı. Yıkarken çay kaynadı. Bardaklara koyduktan sonra salonda oturan anne-babasına dağıttıktan sonra kendi de yudumlamaya başladı.

Mehtap:” Babacığım, ben üniversite imtihanlarına girmek istiyorum, beni maddi yönden destekler misiniz? Diye sordu.

Kemal:” Kızım, sen okulu kazan, bitirinceye değin ben ve annen arkandayız,” deyince Mehtap’ın gözlerinin içi gülüyordu. Mehtap öyle azimli ve hırslıydı ki, okuldan yeni mezun olduğundan bilgiler de yeni olduğundan, dershanedeki öğrendiği bilgilerle, hemen her konuyu kavrıyor, çabucak öğreniyordu. İmtihan günü babası ile beraber okuduğu liseye doğru yola koyuldular. İsimler okunan öğrenciler sınıflara girmeye başlayınca; Kemal:” Güzel kızım, kazansan da kazanmasan da sen benim biricik kızımsın,” rahatlatmak için söyledi.

İmtihan sonuçları açıklanınca, baktılar ki; Mehtap İzmir’ de hukuk fakültesini kazanmış. Kemal bey, çalıştığı fabrikadaki yöneticilerden Ali beyin yanına gitti.

Kemal:” Ali bey, kızım hukuk fakültesini kazandı. Buradan kazandığım para yetmiyor, kızımın okuyabilmesi için yardım eder misiniz? “ Diye sıkılarak söyledi.

Ali: ”Önce kazandığı için tebrik ederim. Bilir misin beni de fakültede okurken zengin bir bey yardım etmişti. Yardım konusunda hiç düşünme, ben, arkadaşlarımdan da yardım isterim, kızın rahat rahat okur, mezun olunca da fabrikanın avukatı olur, senin gönlün rahat olsun,” dedi.

Kemal.” Ali bey’ in yanından rahatlamış şekilde çıktı. Akşam eve geldiğinde, bu sevinçli haberi kızına söyleyince, Mehtap sevinçten çığlık attı.

Fakülteye kaydını yaptırdı. İzmir’ de bir artı ev tutuldu. Dersler başladı. Her yılın sonunda Mehtap ilk beşin sınıfını geçiyordu. Yaz döneminde okul başlayıncaya dek bir avukat bürosunda kurs görüyordu.

Mehtap, yirmi üç yaşında, kısa sarı saçlı, kahverengi gözlü, sarışın, bir seksen boylarında çok güzel kız olmuştu. İzmir’ de dört yıl kaldı. Hiç anne-babasının yanına gelemediğinden dolayı, Veli, Mehtap’ ı yakında göremedi.

Mehtap genç bir avukat olarak evine dönerken, yolda gören komşuları bile tanımakta güçlük çektiler. Veli bile görünce tanıyamadı. Veli yirmi dört yaşındaydı fakat hayat onu da fazla olmasa da hafif yıpratmıştı. Mehtap, Veli’ yi tanıdı. Yanından geçerken yan gözle baktı. Veli, Mehtap’ ı görünce durdu arkasından baka kaldı:” Kim bu kız,” diye aklından geçirdi. Mehtap babasının çalıştığı fabrikada hukuk işlerini görmeye başladı.

Veli, Mehtap’ ı sık görmeye başladı. Bir gün akşamüzeri Mehtap’ ı takip etti. Eski kız arkadaşının evine gittiğini gördü. Hemen her gün akşamüzerleri takip etmeye başladı ve bunun terk ettiği Mehtap olduğunu anladı. Bir gün Mehtap yaya pazara giderken yanına yanaştı;

Veli:” Affedersiniz hanımefendi, siz burada yenisiniz, ben size eski kız arkadaşım Mehtap’ a benzettim, siz o musunuz?”

Mehtap.” Haklısınız Veli bey, ben o beğenmediğiniz, Mehtap’ ım.“ Çok değişmişim değil mi? Ben avukat oldum. Siz ne işle meşgulsünüz? “

Veli:” Bizim ticaret hanemiz var, ben babama yardım ediyorum. Arkadaşlığımızı devam edelim mi?” Diye sorunca.

       Mehtap:” Aramızda sınıf farkı var. Lisedeyken anne-baban beni beğenmemişlerdi. Güya beni uygunsuz yerlerde görmüşler. Babam yaramaz bir adam olduğunu söylediniz. Şimdi biz sınıf atladık. Sizler bizim olduğumuz seviyeye gelemezsiniz, yanımdan gider misiniz, “ diye tersledi.

Veli:” o zamanlar geride kaldı. Bak şimdi çok güzelleş missin, tekrar arkadaş olalım.”

Mehtap:” Kusura bakma, benim senden daha yakışıklı arkadaşım var. Sen benden umudunu kes,” dedi ve hızla oradan uzaklaştı. Veli olduğu yerde dondu kaldı. Annesine kızmaya başladı. Keşke anne-babamın sözlerine dinlemeseydim hayıflandı. Veli o günden sonra hemen hemen her gece rüyasında Mehtap’ ı görmeye başladı. Her gördüğü rüyada Veli’yi terk ediyordu. Veli sıkıntıdan ter içerisinde uyanıyordu. Eski kız arkadaşına nasıl aşık olduysa, şimdi ki kıza öylesine aşık olmuştu. Veli bu durumu anne-babasına anlatınca; Babası:” Üzülme oğlum gider ailesinden kızı isteriz. Sana vermeyeceklerde, kime verecekler? “deyince Veli’nin gönlü bir hoş oldu.

Ercan, hanımı Gülseren ile kızı istemeye geleceğiz,” diye haber yolladı. Mehtap haberi duyunca anne ve babasına:” Gelsinler, fakat hiç sesinizi çıkarmayın, ben onlara gereken yanıtı vereceğim,” dedi. İki gün sonra akşam ailecek geldiler kızı istemeye.

Veli, annesi Gülseren, babası Ercan, iki aile karşılıklı oturdular. Hoşbeşten sonra, Ercan.” Kemal bey, biz sizin kızınız Mehtap’ ı  seneler önce istemeye gelecektik, ancak işlerimizin çokluğundan gelemedik. Şimdi büyüdüler, akıllandılar. Allah’ın emri peygamberin kavliyle kızınız Mehtap’ ı, oğlum Veli’ ye istiyorum,” dedi. Oda da buz gibi bir hava esti sanki.

Mehtap, babasına bir bakış attı, gözünün birini kırptı, Ercan beye döndü:” Ercan bey, eski günlerde neden gelmediniz? Çünkü babam o zamanlar sizce dolandırıcının biri demiştiniz. Gülseren hanım sizde o zamanlar beni uygunsuz yerlerde gördüğünüzü oğlunuza söylemişsiniz. Ben oğlunuza layık değilmişim,” diye söyleyince Veli ve anne-babasının yüzleri asıldı. Devamla:” Babamın size verecek kızı yok. Haydi hepinize iyi geceler, “ dedi ve kapıyı gösterdi. Kimseden çıt çıkmıyordu. Onları evlerine uğurladıktan sonra babasının yanına oturdu:” Babacığım, fakiriz diye kimse bize düşük görmeye hakkı yok,” dedi.

Veli yolda babasının koluna girdi, alçak sesle:” Fakir diye istemedin, kız kötü dedin, kızda şimdi bizi evinin kapısını gösterdi. Şimdi ben ne yapacağım baba? Kızı tekrar görünce ona olan aşkım alevlendi, yüksek sesle,  ben ne yapacağım baba? “ Dedi ve ağlamaya başladı. Hepsi bu durumdan dolayı ağzını bıçak açmıyordu. Fakirlik veya zenginlik önemli değil, gerçek olan sevgidir, aşktır. Zamanında fakir olabilir ancak aşkı büyüktür. Zengin olabilir fakat sevgisi azdır. Sevmeden evlenenler, evliliği fazla yürütemiyorlar günümüzde. Sevgi: Aşktır. Son

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Yaşar ÖRKELİ - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Söke Ekspres Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Söke Ekspres Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Söke Ekspres Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Söke Ekspres Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.