Bu Açıklama Yakıştı Mı?

Maliye Bakanımız bazı açıklamalarda bulundu. Kendisini dinleyince “bu işi ben bile daha iyi yaparım” demekten kendimi alamadım. Bu nasıl ekonomi yönetimi ve nasıl bir merhametsizlik?..

Sevgili okuyucu, bu köşede defalarca ifade ederek ekonomiden anlamadığımı söyledim. Yine de aynı şeyleri tekrar ediyorum;  ama, ben bile Sayın Mehmet Şimşek’in bu açıklamalarını dinleyince  kendisini çok kurnaz ve çok akıllı olarak gördüğünü, nüfusun önemli bir bölümünü meydana getiren emeklilerimizi ve hatta çalışanlarımızı da çok saf olarak kabul  ettiğini düşünüyorum.

Bakınız, kendince enflasyonu düşürmenin  sihirli formülünü açıkladı. Artık emeklilere ve de çalışanlara enflasyon oranında zam da verilmeyecek. Bizler zaten TÜİK rakamlarıyla hiçbir zaman gerçek enflasyon oranında zam aldığımızı düşünmemiştik ama, şimdi artık TÜİK nam kuruluşu da mumla arayacağız. Bakın, Sayın Şimşek artık zamların öngörülen enflasyon oranında yapılacağını ifade ettiler.

Ne kadar zekice, değil mi? %100 enflasyonun yaşandığı bir ortamda  “ben önümüzdeki yıl enflasyonun %3 olacağını öngörüyorum” deyip emekliyi bu oranda bir zamla susturabilirsin. Hatta bir-iki puan da refah payı koydun mu, hayır duaları bile beklersin.  İkna olmayanlar için de TÜİK devreye sokulup sihirli rakamlar ortaya atabilir.

***

Efendim, bunların hepsi de boş laflar. Aslında biz üretme sıkıntısı çekiyoruz. Bu gerçek orta yerde öylece dururken de kendimizi avutacak kırk türlü laf üretiyoruz.

Daha önce de sihirli formüller ortaya atıldı. Özellikle de Sayın Cumhurbaşkanımızın  “Faiz sebep, enflasyon ise neticedir”  sözü ekonomi tarihine geçecek kadar anlamlı ve de sükseliydi. Faizleri de düşürdük. Sesini çıkaranlara da  “nas”  diyerek gözdağları verdik de şu kör olası enflasyon bir türlü düşmedi. Sonunda da kabak emeklilerin başında patladı.

***

Sevgili okuyucu, bir sorunu ortadan kaldırmak için teşhisi doğru koyup sebepleri de doğru tespit etmek gerekir. Teşhis yanlış olursa uygun tedavi uygulanmaz ve hasta kaybedilir.

Biz mercimeği bile zamanında tohumunu bizden alıp ülkelerinde yetiştiren Kanada’dan satın alıyorsak, ihtiyacımız olan buğdayın tedariği için elimizin parasıyla şu anda birbirleriyle savaşmakta olan Rusya ve Ukrayna’nın kapılarında bekliyorsak bu enflasyon düşmez.

Bakınız, et, canlı hayvan, peynir, bakliyat, tahıl, aklınıza gelen gelmeyen pek çok tarım ürününü ithal ediyoruz. Çünkü kendimiz üretme yeteneğimizi de, üretme zevk ve hevesimizi de kaybettik. Halbuki zamanında yukarıdaki kalemleri kendimiz üretip başka ülkelere satardık.

Helikopter başta olmak üzere harp  sanayii ile ilgili üretim yapıp başka  ülkelere satıyormuşuz. O satışlardan gelen paraların sadece satın aldığımız tropikal meyvelere bile yettiğini sanmıyorum. Baksanıza, şimdi de körfez ülkelerine “10 milyar Euro”dan fazla bir miktar için tahvil ihraç etmeye çabalıyormuşuz. Bunu da Maliye Bakanımız açıkladı. Yani çocuklarımızın bile ödeyemeyeceği kadar borç ortadayken şimdi de torunlar için borçlanacağız.

Allah yardımcımız olsun.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ali Sarayköylü - Mesaj Gönder

# Tarım

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Söke Ekspres Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Söke Ekspres Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Söke Ekspres Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Söke Ekspres Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.