Söke Çayı Çöpsüz İster-1

Söke Çayı yıllardır Sökelilerin hep gündeminde oldu. Üstü kapatılarak dükkanlar ve otoparklar oluşturuldu, ne yazık ki mutlu olamadık. Sadece oralarda dükkan kiralayıp pek çoğu da kirasını bile ödemeden mülkü işgal edenler mutlu oldu. Çay dükkanlarının altları adeta tropik bir orman halini alırken çevre esnaflar da burayı çöplük olarak kullandılar. Sonra devlet bu yerin kendisine ait olduğunu iddia ederek mahkemeden yıkım kararı çıkarttı ve çay üstü yapılar yıkılarak devlete teslim edildi.  Bir süre ne yapacağımızı bilmeden çaya baktık. Sonra yetkinin kimde olduğu tartışmaları yaşandı. Bu tartışmalar yaşanırken de çay yatağını çöplük olarak kullanmaya devam ediyorduk. Halbuki bir sivil toplum örgütümüzün veciz olarak ifade ettiği gibi Söke Çayı çöpsüz severdi, ama ne yazık ki, çöpü  de Sökeliler atıyordu.

***

Sonra Türkiye’de arıcılar camiası tarafından neredeyse baldan bile çok sevilen ve “Arıcı Vekilimiz” diye tanıtılıp çağırılan Sökeli Vekilimiz Metin Yavuz kafasına bareti geçirip ortaya çıktı. Evet, Yavuz Vekilim, kafasında baret, elinde plan ve projelerle yanına DSİ ilgililerini da alarak Demirköprü üzerinde incelemeler yaptı ve Sökelilere de müjdeyi verdi. Çay projesi başlıyordu ve ilk etap da Söke merkezdeki bölümdü.

Yavuz Vekilimin her ne kadar köprü üstünde o bareti kafasına niye giydiğini anlayamasam da, verilen müjdeye herkes gibi ben de sevinmiştim.

***

Sevgili okuyucu, çay daraltılıyordu. Buna memnun olmuştuk. Çünkü iki tarafta da bir miktar yer kazanılıyordu. Ancak; tabanın beton olmasını anlayamamıştık. Sonra o  yapılan kambur köprüleri de anlayamadım. Zaten onları sadece ben değil, Sökelilerin tamamı anlayamamıştı da, Yavuz Vekilim suçu projeyi yapan mühendislerin üstüne atmıştı. Sanki projenin diğer bölümlerini kendisi hazırlamıştı…

Proje bitti denmesine rağmen biz biten bir şey görmüyorduk. Çünkü  başta, çayın iki yanında kazanılan alanlar olmak üzere ortalık adeta mezbelelik olmuştu.  O alanlar ne yola katılabiliyor, ne de başka türlü değerlendiriliyordu. Mülk devletindi. Bu nedenle de yetkinin DSİ’de olduğu söyleniyordu. Zaten doğru olan da buydu. Ancak; başta Vekilimiz olmak üzere bazı AKP’li  dostlar yerel yönetimleri işaret ederek “isteseler yaparlar” mealinde laflar ediyorlardı.

***

Geçen hafta Söke Belediye Başkanı İberya Arıkan ile Aydın Büyükşehir Belediyesi Bölge Koordinatörü Fatih Akkentli yukarıda sözünü ettiğim kambur köprüde bir basın açıklaması yaparak bazı paylaşımlarda bulundular. Bu toplantıda CHP Söke İlçe Başkanı Ali Kemal Özcan ile İlçe Kadın Kolları Başkanı Sibel Polat da hazır bulundu. Doğrusu çok da yararlı bir toplantı oldu. Böylece neyin ne olduğunu bir kere daha hatırladık.

Arıkan, Çay ile ilgili olarak merak edilen konulara açıklık getirdi:

“Bu konu Söke halkının gündemini uzun zamandır meşgul ediyor. Şu an partimizin, Aydın Büyükşehir Belediyemizin tüm yetkilileri burada. Hepimiz aynı şeyi söylüyoruz. Burası DSİ’nin sorumluluğunda. Söke Belediyesi’nin ya da Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin burada bir çivi çakma hakkı yok.”

Bu ifadeler son derece net, öyle değil mi? Başkan çıkıp “buranın yetkisi bizde değil” diyor. DSİ böyle açık konuşmuyor. “Yetki bende” diyemiyor, ancak “alın, yapın” da diyemiyor.

Bu konuya devam edeceğim.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ali Sarayköylü - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Söke Ekspres Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Söke Ekspres Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Söke Ekspres Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Söke Ekspres Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.