Nesturilik

Bugün maalesef sadece terör olaylarıyla gündeme gelen Hakkari muhteşem kayak merkezleri, Buzul Gölleri, tarihi medrese ve sarayları, buraya özgü olan ters Lale çiçeğinin yetiştiriciliği ile daha nice güzelliği içinde barındıran bir şehirimizdir. Albert Einstein`ın “Önyargıları kırmak atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur” vecizesi maalesef Hakkarimiz içinde geçerlidir. Ne olursa olsun bizler Türkiyemizdeki her bölgeye karşı olan önyargılarımızdan arınmayı artık öğrenmeliyiz.

Bir süre önce Münih`te Önasya Arkeolojisi bölümünde doktora çalışması yapan Alman bir arkadaşım Urartu araştırmaları için Hakkariye gittiğini ve kenti ve çevresini çok beğendiğini söylemişti. İtiraf etmeliyimki buna şaşırmış ve hiç aklıma gelmeyen Hakkariyi daha detaylı araştırma isteği bende böylelikle doğdu. Bu vesileyle önceden az bilgi sahibi olduğum Nesturilik inancıyla Hakkari kenti arasında sıkı bir bağın olduğunu bu okuma ve araştırmalarlarla daha iyi kavramış oldum.

Öncelikle Nesturilik nedir diyerek konumuzu genişleterek yazımıza devam edelim: Nesturilik hıristiyanlığın farklı bir mezhebidir. Özellikle Hz İsa`nın şahsiyeti ve doğası hakkındaki görüşleri nedeniyle diğer hıristiyanlık mezheplerinden ayrı bir düşünce yapısına sahiptir. Nesturilik anlayışına göre Hz. İsa tek tabiatlı (sadece tanrı) değildir. O hem tanrı hem insandır (çift tabiatlı). Nesturiler, Meryem’i insan doğuran/taşıyan diye adlandırırlar. Nesturiler ayrıca insanın doğuştan günahkar olduğu tezine karşı çıkarlar.

Nesturi hareketi ortaya çıktığı dönem itibariyle Bizans ve Sasaniler arasında çok kullanışlı bir araç olmuştur. Bizans, Nesturileri kendi ülkelerinden göç etmeye zorlayınca Sasaniler onlara kucak açmış ve bu durumu uzun bir süre Bizans’a karşı bir koz olarak kullanmışlardır. Bu yapıyla birlikte Nesturi Kilisesi’nin oluşmasında ve güçlenerek farklı bölgelere özelliklede Doğu coğrafyasında yayılmasında en önemli etken olmuştur.

Nesturilik (Nestorianizm) akımına adını veren Nestorius, M.S. 382 yılında Roma İmparatorluğu’nun Kommagene eyaletinin Germanikeia (Kahramanmaraş) şehrinde doğmuş, öğrenimini Antakya İlahiyat Okulu’nda tamamladıktan sonra papaz ve vaiz olarak çalışmıştır. M.S. 428’de  Bizans Imparatoru II. Theodosios tarafından İstanbul patrikliğine tayin edilmiştir.

M.S. 431 yılında toplanan Efes Konsili görüşleri nedeniyle Nestoris`u mahkum etmiş ve bunun sonucu olarakta Nestorius Libya’ya sürülmüştür. Ancak bu baskılara rağmen Nesturilik mezhebi, Doğu coğrafyasında hızla yayılmıştır. Tarihi merkezleri olarak Kuzey Irak’ın Musul ve İran’ın Urmiye kentlerinde bulunan mezhebin günümüzde en büyük cemaati Güney Hindistan’daki Kerala eyaletindedir. Türkiye’de 1900 lü yılların başlarına değin Nusaybin, Siirt ve Hakkari yöresinde önemli bir Nesturi topluluğu vardı. Nasturilerin önce Bağdat’ta, sonra Musul’da bulunan merkezi kilisesi en son 1662’de Hakkari’nin Koçanis bölgesine taşındı ve o günden bu yana da Koçanis Manastırı tüm dünya Nasturilerinin merkezi kilisesi oldu. Koçanis’teki patrikhane, Nesturilerin Hakkari’yi terk ettiği 1900 lü yıllara kadar varlığını sürdürmüş ve burada toplam 9 patrik görev yapmıştır. Nesturiler burada yaşadıkları süre zarfında yöre halkının sosyal hayatında birçok iz bıraktıkları gibi aynı zamanda onlardanda etkilenmişlerdir. Bölgede bu inancın yaşandığı son birkaç köy halkınında 1980’lerde ülke dışına göçmesiyle Hakkari bu kadim rengini tamamen kaybetmiştir.

Bölgenin siyasi, sosyal, ekonomik ve dini yaşantısında önemli bir rol oynayan Nesturilik mezhebinin bu bölgeden ayrılmasıyla bir boşluk oluşmuştur. Hakkari ve civarında yer alan Nesturiliğin önemli dini yapıları ilerleyen zamanla beraber maalesef korunamamış ve define avcılarının yağmalarına maruz kalmıştır. En azından bu yapıların korunup restore edilmesi, Hakkari tarihinin önemli bir parçasını oluşturan Nesturilere bir vefa borcudur.

Ayrıca bölgedeki Nesturi tarihine dair henüz gün yüzüne çıkmamış daha birçok konuda  bulunmaktadır. Bunun için de araştırmacılara büyük görev düşmekte ve ilerleyen zaman diliminde bu yönde yapılacak çalışmaların Hakkari’deki Nesturi mirasın gün yüzüne çıkarılması ümit edilmektedir.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Dr. Cem Günay - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Söke Ekspres Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Söke Ekspres Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Söke Ekspres Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Söke Ekspres Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.